Bakan Tekin’den laiklik eleştirilerine cevap: Sizin laiklikten anladığınız camileri ahıra çevirmek, Kur’an’ı Kerim öğrenimini yasaklamak

T24 Politika

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, laiklik eleştirilerine, “Sizin laiklikten anladığınız şey, camileri ahıra çevirmek, Kur’an’ı Kerim öğrenimini yasaklamak. Benim anladığım laiklik ise tüm vatandaşların dini inanç ve ibadet özgürlüğünün güvence altına alınmasıdır” ifadeleriyle yanıt verdi.

Bakan Tekin, Batman’da düzenlediği AKP Batman Merkez İlçe Kongresi’nde önemli açıklamalarda bulundu. Laiklik tartışmalarına da değinen Tekin, eleştirileri yanıtlayarak, evrensel laiklik anlayışına sahip olduğunu belirtti, Türkiye’deki laiklik uygulamalarının, geçmişte camilerin kapatılması ve dini eğitimlerin yasaklanması gibi uygulamalarla çeliştiğini ifade etti.

AA’nın aktardığına göre Batman’a gelen Tekin, Batman Valiliği’ni ziyaret ederek, Şeref Defteri’ni imzaladı, Vali Ekrem Canalp ile görüştü.

“DEM Parti’de siyaset yapanlara soruyorum; bu bölgedeki çocukların eğitim almasını istiyor musunuz?”

“DEM Parti’de siyaset yapan, tanıdığımız kişilere soruyorum. Diyorum ki, siz bu bölgedeki çocukların okula gitmesini, eğitim almasını istiyor musunuz? Bakın biz ne yapıyoruz, onlar ne yapıyorlar? Ben müsteşarken en üzüldüğüm, benim hayatımdaki en trajik olaylardan bir tanesi, Aybüke ve Necmettin öğretmenimizin, ki onlarla beraber PKK’nın kaçırdığı öğretmenlerimiz de var, onlarla ilgili yaşadığımız süreç. Kürtlerin eğitim almasını, yazılımcılar, tıp doktorlarının yetişmesini istiyorsanız, bu okullara gönderdiğimiz öğretmenlere, buralarda yaptığımız okullara gözünüz gibi bakmanız gerekmez mi? Buralardaki öğretmen arkadaşlarımızın sıkıntıyla karşı karşıya bırakıp yaşam tehdidiyle karşı karşıya bırakarak çukur olaylarında yaşadığımız gibi okullarımızı yakarak, okullarımızı yıkarak Kürt çocuklarına fayda verdiğinizi mi düşünüyorsunuz?

Bir taraftan okullarımızı yakın, öğretmenlerimizi kaçırın, öldürün, öbür taraftan da deyin ki, Kürt çocukları eğitim alamıyorlar. Arkadaşlar bu doğru bir politika mıdır? Tutarlı bir politika mıdır? Bunu yapan insanların, Kürtlerin haklarını, Kürt çocuklarının geleceğini düşündüğünü söylemek akıl karı bir iş değil. Bırakın devlet hizmet etmeye devam etsin. Ne yapmışız biz? Bütün bu olaylara rağmen rakamlar yalan söylemez. 2002’de Batman’da 2 bin 387 dersliğimiz varmış, okul demiyorum derslik. Şu an 7 bin 278. Yani 80 yılda yapılan derslik sayısını 2 katı demiyorum, 3 katına çıkardık.

“O zaman sizin yatırım bütçeniz fazlaydı ama o paraları başka yerlere harcadınız”

Dün plan bütçe komisyonunda muhalif milletvekilleri diyor ki, yatırım bütçeniz azalmış, bunu niye problem etmiyorsunuz? Yıllar içerisinde de, ‘Milli Eğitim bütçesine büyük pay ayrılmış, ama yatırımı bütçeniz azalmış’ diyor. Peki ben de şu soruyu soruyorum. Benim yatırım bütçem 2002’den öncesine 90’lı yıllara göre azaldıysa ben nasıl daha az olan o bütçeyle üç kat kadar okul yaptım? Onlar nasıl 80 yılda bu kadar az okul yaptılar? O zaman şöyle bir şey ortaya çıkıyor. O zaman da bu adamlara yatırım bütçesi verilmiş, ama bu parayı bir şekilde çarçur etmişler. Başka yere harcamışlar. İkisinden birisini kabul etmeniz lazım. Ya şimdi yatırım bütçemiz fazla, çok hizmet ediyoruz ya o zaman sizin yatırım bütçeniz fazlaydı ama o paralarla milletin vergileriyle toparladığınız o paraları başka yerlere harcadınız demek ki.

“Ya bir takdir edin, bir teşekkür edin”

Bu çocuklar bizim sahip olduğumuz kültüre sahip olmalılar. Nasıl bundan 100, 150 sene önce bu coğrafyada yaşayan insanlar birbirlerini kardeş olarak görüyorlarsa, bir kardeşlik hukukuna sahip iseler ben diyorum ki gelecek kuşakları böyle yetiştirmek zorundayım. Gelecek kuşaklar bu coğrafyanın, bu kültürün sahip olduğu maddi, manevi ve milli bütün değerlerine haiz olarak yetişsin istiyorum.

“Sen laiklikten Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklanmasını anlıyorsun”

Beni eleştiriyorlar. Bana diyorlar ki laik eğitim açısından senin söylediğin şey ters. Ben de diyorum ki size ters olabilir ama Batman’da, Erzurum’da vatandaşların değerlerine ters değil. Bir terslik varsa sizin laiklikten anladığınız şeyde vatandaşın anladığı şey arasında terslik var. Sizin anladığınız laik şu; 1940’lı yılları hatırlayın, camilerin kapısına kilit vurmak, camileri ahıra çevirmek, vatandaşı Kur’an’ı Kerim öğrenmesini yasaklamak. Sizin laiklikten anladığınız şey bu. Siz bunları laikliğin gereği olarak yaptınız. O zaman sizin laiklikten anladığınız şeyle benim anladığım şey aynı değil. Ben laiklikten bütün vatandaşların hangi dine inanırlarsa inansınlar dini inanç ve ibadet hürriyetinin devlet garantisi altına alınmasını anlıyorum. Sen neyi anlıyorsun? Sen Müslümanların inanç özgürlüğünün prangalar altına alınmasını, yasaklanmasını anlıyorsun. O zaman ikimizin laiklik anlayışı arasında kuşkusuz fark var.

“Laiklik gereğiyle üniversiteye başörtüsüyle gitmek isteyen çocuğu ikna odalarına alıp ikna etmeye çalıştınız”

Ben evrensel laiklikten yanayım, sen Türkiye’ye özgü kendi icat ettiğin laiklik kavramını bana dayatıyorsun. Bu olmaz. Senin laiklikten anladığın şey şu; üniversiteye başörtüsüyle gitmek isteyen çocuğu ikna odalarına alıp ikna etmeye çalışmak, bunu laiklik gereğiyle yaptınız. Bunu yaparken de kendinizi laiklikle savundunuz. Peki senin savunduğun laiklikle, benim anladığım laiklik bir mi? Bir değil. AK Parti iktidarının ilk yıllarında baş örtüsüne özgürlük diye 411 milletvekilimiz Anayasa değişikliğinin altına imza attılar. Cumhuriyet Halk Partisi, Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Niye taşıdı? Laikliğe aykırı diye taşıdı. İçeriğinde ne var? İçeriğinde şu var. Üniversiteye giden öğrenci başını örterek gitsin istiyorsa. Şimdi bunun neresi laiklik anlayışıyla veya laiklikle çelişiyor evrensel anlamda? Çünkü laiklik dediğimiz şey, insanların dini inanç ve ibadet hürriyetlerinin güvence altına alınması. Bu kadar.

“Beni ne kadar eleştirirseniz eleştirin yine bunları yapmaya devam edeceğim”

2014’te bir yönetmelik değişikliği yaptık. Okullarda doğal aydınlatmalı ibadet alanı şartı getirdik. Laikliğe aykırı diye iptal davası açıldı. Şimdi bu nasıl laikliğe aykırı? İstiyorsa, lise öğrencileri de başını örtebilsin, öğretmenler de başını örtebilsin diye düzenleme yaptık. Laik laiktir diye Danıştay’a başvurdular. Şimdi burada bir problem var. Kendi ideolojik bakış açılarını bize dayatmak isteyen birileri evrensel tanımlamalarla asla örtüşmeyen kavramları bize dayatıyorlar ve bizi bunun üzerinden eleştiriyorlar. Biz binlerce yıllık devlet geleneği olan bir toplumuz ve devlet geleneğimizde dominant nokta kardeşlik hukuku. Kendin için ne olmasını istiyorsan kardeşin için de aynı şeyi isteyeceksin. Kendin ibadetini yaparken, ‘kardeşim’ dediğin yanındaki insanın ibadetini yapamaması bizim geleneğimizle asla bağdaşmaz.

Müfredatta yaptığımız şeyleri eleştiriyorlar. Diyorlar ki, sizin yaptığınız şeyler çağ dışı. Sizin yaptığınız şeyler laikliğe aykırı. Ben de diyorum ki, Erzurum’un bir köyünden çıkan bir insan olarak içinden çıktığım toplumun değerleriyle çocuklarımın yetişmesini istiyorum. Bu değerlerden gurur duymasını istiyorum. Bunun mücadelesini yapıyorum. O yüzden de bunları yapıyorum. Siz beni ne kadar eleştirirseniz eleştirin yine bunları yapmaya devam edeceğim.”


“David Beckham ve Mozart da ‘tourette’
sendromundan muzdaripti” 

Seda Bakan ve Zafer Algöz, Takıntılar’ı anlattı



Günün öne çıkan haberleri

“Kılıçlı yemin” den sonra soruşturma başlatılmıştı: Teğmen Ebru Eroğlu’na ‘ihraç talebi’ tebliğ edildi

Bahçeli’nin Öcalan çıkışı MHP’ye yaramadı; CHP de oy kaybediyor

Ahmet Özer’e AKP kanadından gelen mektuplar paylaşıldı: Erdoğan’dan tebrik, külliyedeki panele davet…


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir